euroturknews
DÜNYA UZUN YILLAR TÜRKİYEYİ KONUŞACAK
İki kıtayı birleştiren bir Avrasya ülkesi Türkiye eğer doğudan veya batıdan gelen, bu görünmez düşmana karşı kendini siper etmeseydi, dünya şimdiden çok daha korkunç rakamları konuşuyor olacaktı. Türkiye, uluslararası bağlantılarını en erken kesen ülke oldu. Olayın vahametini en erken kavrayan ve tedbirler konusunda hiç taviz vermeden sağlık uygulamalarını tereddütsüz yürürlüğe koydu. Olayın ekonomik ve sosyal bütün boyutlarını derhal masaya yatırdı ve ülkenin tüm beyin takımını konuyla ilgili görüş alışverişine çağırdı. Uzman ekipler ve bilim kurulları oluşturuldu. Acil yasaklar peş peşe getirilirken oluşan ve oluşacak tüm mağduriyetlerin giderilmesi için devlet kurumları ve özel sektör kuruluşları harekete geçti. Bu mücadelede aktif hizmet veren hiç kimse unutulmadı. Fırsatçılara göz açtırılmadı. Mağduriyetlerin giderilmesi için yaşlı ya da yalnız, uzak yakın, köyde şehirde, herkesin kapısı çalındı, maddi ve manevi yaş günü pastasından kedi köpek mamasına ihtiyaç duyduğu parasına kadar, tüm hizmetler, büyük bir özveriyle yerine getirildi. Hastanelerin, doktorların tüm sağlık çalışanlarının bütün gereksinimleri istisnasız karşılanabilmesi için büyük bir aciliyetle tam bir mücadele sürdürüldü. Katı yaptırımlar yerine bütün ikazlar saygılı bir şekilde nazik bir dille yapıldı. Türk Devlet Başkanı günün her anını takip etti ve Televizyonlardan ülkeyi bilgilendirdi. Paniğe ve huzursuzluğa yol açacak bütün söz ve davranışlardan uzak kalınması için bütün tedbirler alındı. Türkiye’nin bu kadar erken tecrübeli bir şekilde harekete geçmesi Suriye sınırında göçmen hareketleri ve sayıları 4 milyona yaklaşan göçmenlere uyguladığı olağanüstü tedbirler ve onların yaşamları için gösterilen çabalardan edindiği tecrübelerdir.
TÜRKİYE DIŞINDA NELER OLDU
Dünya böylesine bir Felaketin bu çağda yaşanabileceğine hiç ihtimal vermedi ve olayın vahametini kabullenmemek için bir müddet hayli direndi. Sonra işin ciddiyetini anlamaya başladıkça geç kalmanın verdiği bir panik içerisine girdi. Kendi ülkelerinde kendi insanlarına bu durumu nasıl açıklayacaklarının şaşkınlığı içinde bir hayli bocaladı. Sonra Türkiye’nin bu işi nasıl böyle erkenden kavradığını sorgulamaya başladılar. Bu kadar Hastane ve yardım malzemesi ile Türkiye bu Felakete karşı nasıl bu kadar hazırlıklı olabilmişti. Yaklaşık 4 milyon Mülteciye 24 saat her türlü hizmeti veren bu ülke şimdide batının bu salgından kırılıp dökülmemesi için yine kendini feda ediyor, sınırları kapatıyor uçaklarını havalandırmıyor ve batının ihtiyaç duyduğu acil sağlık malzemelerini kendisine dost olmasa da insanlık adına pek çok ülkeye ulaştırmaya çalışıyor. Tüm bu mücadele içinde kendi yağıyla kavrulmaya çalışan Türkiye dünyadan hiçbir talepte bulunmuyor ve ekonomisini de korumaya çalışıyor.
OSMANLI DA BÖYLEYDİ
Altı yüz yıl boyunca üç kıtaya hâkimiyetini sürdüren Osmanlı Devleti, mazlumun yanında adaletli ve yardımsever olması ile böyle bir tarih yazmıştı. Çünkü bu onun dini İslamiyet’te bu şekilde emrediliyordu. Osmanlıyı gerçekten tanımış ve anlamış olanlar bugün hala onun adaletini ve yardımlarını konuşuyorlar. Ve bugünkü Türk Devleti de aynı düşünce ve aynı anlayış ile aynı davranışı sergilemekte ve haklı olarak dünyanın dilinde örnek bir ülke olarak konuşulmaktadır.