Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını yürüten Polonya, “Güvenli Avrupa” vizyonuyla yeni bir güvenlik mimarisi inşa etme hedefini ön plana çıkarıyor. Bu hedefin belirlenmesinde Ukrayna’nın Rusya tarafından işgali, Avrupa güvenliğinde yeniden yapılanma ihtiyacı ve ABD’den gelen belirsiz mesajlar etkili olurken, Polonya’nın tarihsel olarak yaşadığı işgaller de bu hassasiyeti pekiştiriyor.
AB Delegasyonu ve Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın organizasyonuyla Varşova’da Türk gazetecilerle bir araya gelen Polonyalı yetkililer, savunma alanında Türkiye ile daha yakın iş birliğine açık olduklarını vurguladı. Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Anna Radwan, Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisinde mutlaka yer alması gerektiğini belirterek, “Bu mimari şu an doğuyor. Ancak daha işin çok başındayız, o nedenle somut şeyler söylemek mümkün değil. Ama Türkiye’nin bu yapı dışında kalmaması gerektiği konusunda bir irade var” ifadelerini kullandı. Radwan, ayrıca savunma iş birliği alanındaki yaklaşımlarının AB üyelik sürecinden bağımsız yürütüldüğünün altını çizdi.
Polonya’nın savunma bütçesinin gayrisafi milli hasılasının yüzde 5’ine ulaştığını hatırlatan Radwan, bu alanda AB ülkeleri arasında lider konumda olduklarını söyledi. Öte yandan Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sorununa da değinen yetkililer, bu durumun Türkiye’ye karşı izlenen bir politikanın sonucu olmadığını, geçmişteki kontrolsüz “vize ticareti” uygulamalarının bir sonucu olduğunu savundu. Polonya’nın AB üyesi olarak vize konusunda belirli yükümlülükler taşıdığını dile getiren Radwan, iş insanları ve araştırmacılar için vize kolaylığı getiren yeni uygulamaların başlatılacağını, uzun ve kısa vadeli vizelerde yeni bir politika izleneceğini ifade etti.
Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ise temkinli ama açık mesajlar verildi. Polonya’nın Türkiye’nin AB üyeliğine güçlü destek verdiğini belirten Radwan, demokratikleşme, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel kriterlerin yerine getirilmesinin önemine dikkat çekti. “Polonya’da bir söz vardır: Tango yapmak için iki kişi gerekir. Türkiye’nin AB üyeliği için kendi üzerine düşeni yapması gerekiyor” şeklinde konuştu. Buna karşın Polonya’nın en önemli düşünce kuruluşlarından Dış Politika Enstitüsü AB Çalışmaları Koordinatörü Jolanta Szymanska, genişleme gündeminde yakın gelecekte Türkiye’nin yer almadığını ifade etti. Szymanska, “Ukrayna’nın işgalinin ardından doğuya doğru genişleme konuşuluyor. Gürcistan, Moldova gibi ülkeler gündemde. Ancak Türkiye bu tartışmaların içinde değil. Zaten Türkiye’nin kendisi de AB üyeliği ile samimi şekilde ilgilenmiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Polonya’nın dönem başkanlığı sürecinde Türkiye-AB ilişkilerini canlandırmak amacıyla önemli adımlar da atılıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7-8 Mayıs tarihlerinde Varşova’da düzenlenecek olan AB Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı Gymnich’e davet edildi. Bakan Yardımcısı Radwan, bu toplantının, yeni Avrupa güvenlik mimarisi de dahil olmak üzere birçok önemli başlığın ele alınması açısından önemli olduğunu belirtti.
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargı süreciyle ilgili AB’den güçlü bir tepki gelmemesi muhalefet cephesinden eleştirilirken, Radwan bu konuda detay vermekten kaçındı. Ancak Polonya’nın geçmişten gelen demokrasi birikimine dikkat çekerek, “Nazi Almanyası’nın ardından Sovyet işgali altına girdik. Ama her zaman barış ve özgürlük için mücadele eden bir geleneğimiz vardı. AB’ye girmemizle birlikte demokrasimizi güçlendirdik. Bu, insan haklarını korumaya kararlı olanların çabalarıyla sağlandı” dedi.
Yorumlar (0)