Almanya Dışişleri Bakanlığı, Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’nin “aşırı sağcı oluşum” olarak sınıflandırılmasına yönelik eleştirilerde bulunan ABD’li siyasetçi Marco Rubio’ya sert tepki gösterdi. Almanya’nın resmi açıklaması, sosyal medya platformu X’te İngilizce olarak paylaşıldı.
Açıklamada, AfD’nin, ülkenin iç istihbarat teşkilatı olan Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından yapılan kapsamlı ve bağımsız bir soruşturma neticesinde “aşırı sağcı oluşum” olarak sınıflandırıldığı hatırlatıldı. Bu kararın demokratik değerlere uygun olduğu vurgulanan açıklamada, “Bu, demokrasidir. Bu karar, anayasamızı ve hukukun üstünlüğünü korumak amacıyla yürütülen bağımsız bir sürecin sonucudur.” denildi.
Almanya’nın geçmişiyle yüzleştiğine ve tarihten ders çıkardığına dikkat çekilen açıklamada, “Tarihimizden aşırı sağın durdurulması gerektiğini öğrendik.” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca, sürecin yargı denetimine tabi olduğu belirtilerek, “Son sözü bağımsız mahkemeler söyleyecektir.” ifadesine yer verildi.
BfV tarafından daha önce yapılan açıklamada, AfD’nin insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimler taşıdığı ve bu sebeple “kesin aşırı sağcı oluşum” olarak sınıflandırıldığı belirtilmişti. Açıklamada ayrıca, partide egemen olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının, Almanya’nın özgür demokratik temel düzeniyle bağdaşmadığı tespitine de yer verilmişti.
ABD’li Senatör ve eski başkan adayı Marco Rubio ise Almanya’nın aldığı bu karara sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla tepki göstermişti. Almanya’nın gizli servisine, hükümete muhalif olan AfD’yi izlemek için yeni yetkiler vermesini eleştiren Rubio, “Bu, demokrasi değil. Bu, örtülü tiranlıktır.” ifadelerini kullanmıştı. Rubio ayrıca, aşırılıkçı olarak tanımlanması gereken tarafın AfD değil, Almanya’nın “ölümcül açık sınırlar politikası” olduğunu savunmuştu.
AfD, 23 Şubat’ta düzenlenen erken genel seçimde yüzde 20,8 oy oranına ulaşarak, Hristiyan Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) ardından ikinci sırada yer almıştı.
Almanya’da herhangi bir siyasi partinin anayasaya aykırı olup olmadığını belirleme yetkisi yalnızca Anayasa Mahkemesine ait. Bu sürecin başlaması için ise Alman hükümeti, Federal Meclis ya da Federal Eyalet Temsilciler Meclisi’nin mahkemeye resmi başvuruda bulunması gerekiyor. Şu ana kadar ise bu üç anayasal kurumdan herhangi biri böyle bir adım atmadı.
Yorumlar (0)