Euro Turk News

Son dönemde İsrail’deki en önemli siyasi tartışmalardan biri, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iddialarıyla yeniden gündeme geldi. Netanyahu, yakın çevresiyle yaptığı görüşmelerde, İsrail’deki siyasi ve bürokratik yapının aslında seçilmiş hükümetler tarafından değil, bir ‘derin devlet’ tarafından yönetildiğini ileri sürdü. Başbakan, yargı ve savcılar arasında kendisine karşı bir çaba olduğunu ve bu kesimlerin onu görevden almak için harekete geçtiğini öne sürdü.

Netanyahu, bu yapının demokratik işleyişi engellediğini ve kendisine karşı örgütlendiğini belirterek, “Burada demokrasi yok; bürokratlar ve hukukçuların yönettiği bir rejim var… Beni hapiste görmek istiyorlar,” şeklinde sert ifadeler kullandı. Özellikle İsrail Evimiz (Yisrael Beiteinu) partisinin lideri Avigdor Lieberman’ı da bu ‘gizli güçlere’ bağlayan Netanyahu, Lieberman’ın kendisine karşı tutumunun şantajla yönlendirildiğini iddia etti.

Cumhurbaşkanı Herzog’dan Net Yorum

Başbakan Netanyahu’nun bu iddialarının ardından, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun söylemlerine yanıt verdi. Herzog, “Ne bir derin devlet, ne de diktatörlük… Burada sabahları uyanıp bu ülke için büyük özveriyle çalışan harika kamu görevlileri var…” diyerek, Netanyahu’nun iddialarını reddetti.

Herzog, İsrail’in demokrasi yapısının, fikir ayrılıklarının ve yargı sisteminin işlediğinin bir göstergesi olduğunu belirtti ve yargıya olan güvenin önemini vurguladı. Ayrıca, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin, İç Güvenlik Teşkilatı (Şin-Bet) Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına ilişkin alacağı kararın uygulanması gerektiğini belirterek, “Mahkeme kararlarına uymak mutlak bir görevdir” dedi.

Devletin Zirvesinde Görüş Ayrılıkları

İsrail’deki devlet aygıtının zirvesinde bulunan Başbakan Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Herzog’un, aynı hukuk sistemine dair zıt görüşler dile getirmesi, ülkede büyük bir tartışma başlattı. Netanyahu, hukuk sistemini kendisine karşı bir tehdit olarak görürken, Herzog, aynı sistemin ülkenin demokratik düzeninin temel taşı olduğunu savunuyor. Bu ayrışma, yalnızca iki lider arasında değil, aynı zamanda İsrail toplumunun çeşitli kesimlerinde de ciddi bir bölünmeye yol açmış durumda. Bir tarafta, güvenlik bürokrasisini ve yargıyı “paralel bir yapı” olarak gören Netanyahu ve destekçileri bulunuyor, diğer tarafta ise kurumların bağımsızlığını ve hukuk devletini savunan bir kesim var.

İsrail’in en üst düzey liderleri arasındaki bu derin görüş ayrılıkları, ülkenin siyasi geleceği ve demokratik yapısı hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.

Kaynak: Haber Merkezi