Almanya’nın göç ikilemi: Parlamentoda sınır dışı merkezleri tartışması alevlendi

Almanya’da göç politikası krizi büyüyor

Almanya Federal Meclisi’nde (Bundestag) Avrupa iltica sistemi CEAS üzerine yapılan oturumda tansiyon yükseldi. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, yasa dışı göçün önüne geçmek için daha sıkı önlemler alınmasını talep etti. Gündemin en tartışmalı maddesi ise göçmenlerin üçüncü ülkelere gönderilmesini öngören “sınır dışı merkezleri” oldu.

Dobrindt, “İnsanlık ve düzen arasında denge kurmak zorundayız,” diyerek, yükün Avrupa ülkeleri arasında adil paylaşılması gerektiğini savundu. Ancak Dublin Tüzüğü’nün yetersizliği nedeniyle mevcut sistemin artık işlemediğini belirtti.

Dobrindt: “Sığınma hakkı var, ülke seçme hakkı yok”

Dobrindt, Avrupa’da sığınma hakkının bulunduğunu ancak “istenilen ülkeye başvuru yapma hakkı” olmadığını vurguladı. Bu kapsamda, suç işlemiş göçmenlerin Afganistan’a iadesi ve üçüncü ülkelerde “geri dönüş merkezleri” kurulması gerektiğini söyledi.

CDU/CSU sözcüsü Alexander Throm, “Sınır dışı işlemleri için yeni gözaltı kriterleri getirmeliyiz,” diyerek uygulamada daha katı önlemler alınmasını istedi.

AfD’den destek ama eleştiriyle birlikte

AfD’li vekil Bernd Baumann, planı “harika ama uygulanamaz” olarak nitelendirdi. “Bu fikri yıllardır biz savunuyoruz, ama SPD ile koalisyon kurarak bunu gerçekleştiremezsiniz,” dedi. Ayrıca AB düzeyinde böylesi bir planın “etkisiz kalacağını” savundu.

İnsan hakları endişeleri büyüyor

Yeşiller Partisi’nden Claudia Roth, sınır dışı merkezleri fikrinin Almanya Anayasası’ndaki sığınma hakkı ilkesiyle çeliştiğini belirtti.
“Hiç kimse sebepsiz yere ülkesini terk etmez,” diyen Roth, Almanya’nın tarihsel sorumluluğuna dikkat çekti.

Sol Parti’den Clara Bünger ise üçüncü ülkelerin güvenliğinin garanti edilemeyeceğini söyledi:
“Yeni CEAS reformu, artık neredeyse kimsenin AB’de koruma alamayacağı anlamına geliyor. Bu, fiilen sığınma hakkının ortadan kaldırılması demek.”

SPD içinde görüş ayrılığı

SPD milletvekili Hakan Demir, reformun bazı noktalarına destek verirken insan hakları ihlali riskine dikkat çekti. “Geri dönüş merkezleri hukuken mümkün olabilir ama bunu şu an yapabilecek bir ülke var mı?” diyerek uygulama sorununa vurgu yaptı.

Geçmişte İtalya’nın Arnavutluk planı ve İngiltere’nin Ruanda projesi yargı kararlarıyla iptal edilmişti. Buna karşın Hollanda, Uganda ile bir “geri dönüş merkezi” için pilot proje yürütüyor. Bu tesis gözaltı merkezi değil, barınma alanı olarak tasarlandı.

Avrupa’da yeni bir göç paradigması mı?

Almanya’daki tartışmalar, Avrupa genelinde göç politikalarının sertleştiğinin göstergesi. Ancak insan hakları, anayasal ilkeler ve uluslararası hukuk çerçevesinde dengeyi korumak hâlâ büyük bir sınav olarak görülüyor.

Almanca Kısa Özet: