“Erdoğan’ı öldür” pankartı davasında karar kesinleşti: İsviçre’de dört kişiye verilen ceza onandı

İsviçre’de “Erdoğan’ı öldür” pankartı davasında karar kesinleşti

İsviçre Federal Mahkemesi, 2017 yılında başkent Bern’de düzenlenen bir protestoda açılan “Erdoğan’ı kendi silahlarıyla öldür” yazılı pankart nedeniyle dört kişiye verilen cezaları onadı.

Mahkeme çarşamba günü yaptığı açıklamada, alt mahkemenin kararının doğru olduğunu belirterek, cezaların ifade ve toplanma özgürlüğüyle çelişmediğini vurguladı.

Pankartta silahlı görsel yer aldı

Söz konusu protestoda taşınan pankartta, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başına doğrultulmuş bir silah görseli bulunuyordu. Yerel mahkeme, 2020 yılında dört kişiyi “suça teşvik” suçundan para ve ertelenmiş hapis cezasına çarptırmıştı.

Federal Mahkeme açıklamasında,

“Seçilen görsel ve ifadeler dikkate alındığında, pankartın Türk Cumhurbaşkanı’nın öldürülmesine açık ve doğrudan çağrı dışında başka bir şekilde yorumlanması mümkün değildir,”
ifadelerine yer verildi.

“İfade özgürlüğü sınırlarını aştı”

Yüksek Mahkeme, demokrasilerde rahatsız edici veya şok edici görüşlerin ifade edilebileceğini, ancak bu pankartın kışkırtıcı eleştiri sınırlarını aştığını belirtti.
Mahkemeye göre, pankart “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilemeyecek derecede şiddet çağrısı içeriyor.

O dönemde diplomatik gerilim yaşanmıştı

Gösteri, 2017’de Türkiye’deki anayasa referandumu kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemde bu pankarta tepki göstermiş ve konuyu uluslararası platformlarda gündeme taşımıştı.

Protesto, Ankara ile bazı Avrupa ülkeleri arasında yaşanan diplomatik gerginliklerin arttığı bir dönemde gerçekleşmişti. İsviçre’deki yetkililer, Türkiye’nin iç işlerine müdahale iddiaları ve ifade özgürlüğü tartışmalarının ortasında kalan olayla ilgili uzun süredir yargı süreci yürütüyordu.

Cezalar onandı, dava kapandı

Son kararla birlikte, dört protestocuya verilen cezalar kesinleşti. İsviçre mahkemesi, bu davayla birlikte “şiddet çağrısı içeren siyasi ifadelerin” Avrupa’da da ifade özgürlüğü koruması dışında kaldığını bir kez daha teyit etmiş oldu.