Avrupa Hisse Senetlerine Yatırımcı İlgisi Artıyor: Ticaret Gerilimleri Azaldı, Merkez Bankası Desteği Beklentisi Yükseldi

Avrupa piyasaları, yatırımcı güveninde yeni bir iyimserlik dalgası yaşıyor. Bank of America Avrupa Fon Yöneticisi Anketi, yatırımcıların ABD iş gücü piyasasındaki zayıflamalara rağmen Avrupa’da yumuşak bir ekonomik iniş beklentisiyle pozisyon aldığını ortaya koydu.

Yatırımcıların yüzde 59’u ABD iş gücü piyasasını en önemli aşağı yönlü risk olarak görüyor. Ancak sadece yüzde 44’ü ABD’de yavaşlama bekliyor; bu, şubat ayından bu yana en düşük oran olarak kaydedildi. Küresel portföylerde Avrupa hisse senetlerine verilen net fazla ağırlık temmuzdaki yüzde 41’lik zirveden yüzde 15’e geriledi, fakat mutlak duyarlılık önemli ölçüde iyileşti. Katılımcıların net yüzde 37’si kısa vadede yükseliş bekliyor.

Kazanç artışları yatırımcı güveninin temelini oluşturuyor. Avrupalı fon yöneticilerinin yüzde 70’i güçlü kazançların hisse senedi performansını destekleyeceğine inanıyor, sadece yüzde 26’sı kazanç düşüşlerini en büyük risk olarak görüyor. Stagflasyon endişeleri de hafifledi; stagflasyon bekleyen yatırımcı oranı yüzde 58’den yüzde 41’e geriledi.

Avrupa büyümesinde Almanya’nın mali teşvikleri kilit faktör olarak öne çıkıyor (yüzde 74). Ticaret savaşı endişeleri azaldı ve gümrük riski artık büyük ölçüde fiyatlanmış durumda. Öte yandan, ikinci bir enflasyon dalgası (yüzde 26) ve ABD Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kaybetmesi olasılığı (yüzde 24) hâlâ yatırımcıların dikkat ettiği riskler arasında.

Sektörel bazda sağlık sektörü önümüzdeki 12 ay için en çok tercih edilen sektör olurken, sanayi, kamu hizmetleri ve inşaat sektörleri de yoğun ilgi görüyor. Bankacılık sektörü yüzde 37’lik olumlu bakışla hâlâ cazibesini koruyor, ancak ağustos ayındaki yüzde 58’lik heves azalmış durumda. Enerji, otomobil ve medya sektörleri yatırımcılar tarafından en az tercih edilen alanlar arasında yer alıyor.

Coğrafi olarak Almanya, mali teşviklere olan güven nedeniyle Avrupa’nın en çok tercih edilen piyasası olarak öne çıkıyor. İspanya ikinci sırada yer alırken, Fransa siyasi riskler nedeniyle alt sıralarda konumlanıyor.

Genel olarak, ticaret gerilimlerinin azalması, mali teşvik beklentileri ve kazanç duyarlılığındaki iyileşme, Avrupa hisse senetlerinin yatırımcılar nezdindeki çekiciliğini artırıyor. Küresel resesyon korkularının azalması ve merkez bankalarının daha uyumlu hale gelmesi, riskten uzaklaşmayan yatırımcılar için olumlu bir ortam yaratıyor.